TOPLUM 

ÇOCUKLARA HÜRRİYET!

–Aylardır evde kalan bir çocuğun büyük baylara mektubudur–

Bahar da geldi geçiyor, bayım. Yaza ne kaldı şunun şurasında.

Biz hâlâ evdeyiz!

Salgın hastalığa karşı tedbirler almanız ne güzel.

Kapanma filan…

Evde kal!” sloganları…

Fakat herkes dışarda, bayım. Fark ettiniz mi?

Anneler babalar, abiler ablalar, halalar teyzeler, dayılar amcalar…

İktisadi dille söylersek, “aktif nüfus”…

Yani işçiler…

Memurların büyük kısmı…

Çiftçiler…

Esnafın bir kısmı…

Bürokratik dille söylersek, “çalışma muafiyet belgesi olan” herkes dışarda.

Arabalar vızır vızır…

Yayalar gürül gürül…

Zaten “çalışma muafiyet belgesine” de gerek yok, mahallerimizde herkes dışarda, bayım.

Sokaklar, caddeler, kaldırımlar her an, her saat insan kaynıyor.

Markete gitmek serbestmiş, öyle diyorlar.

Manava gitmek de…

Fırına gitmek de…

Baklavacıya, kuruyemişçiye gitmek de serbestmiş.

Onun için öyle kalabalıkmış etraf.

Tam kapanma sürerken semt pazarlarını da açtınız, hayırlı olsun!

Gördüm, sosyal medyada tıklım tıklımdı pazar yerleri.

Tam kapanma varmış ama pazara gitmek serbestmiş.

Biz çocukların parka gitmesi ise yasakmış.

Sahile gitmesi de yasakmış.

Sokakta oynaması da yasakmış.

Hatta sitenin bahçesine inmesi de yasakmış.

Okullarımız zaten kapalı.

Bu işler neden böyle, bayım?

Sağlığımız içinmiş, öyle diyor annelerimiz babalarımız.

Ama bizim annelerimiz babalarımız kapanmada da açılmada da çalışıyor, bayım.

Sokaklarda, otobüslerde, iş yerlerinde virüs riski varmış; ama annelerimiz babalarımız işe gidip geliyorlar, bayım.

Onlar bize virüs getirmez mi?

Biz parka çıkınca mı bulaşır bize bu virüs?

Aşısı varmış galiba bu hastalığın.

Ama bizim annemiz babamız henüz 30’ların sonlarında, 40’ların başında, aşı yaşında değillermiş, onlara aşı sırası gelene kadar 5-6 ay daha geçermiş.

Belki 1 yılı bulurmuş.

Ne olacak?

Annelerimiz babalarımız aşı olamazsa, biz bu yazı da evde mi geçireceğiz, bayım.

Parka gidemeyecek miyiz?

Denize gidemeyecek miyiz?

Dondurma yiyemeyecek miyiz sahilde?

Aylardır güneş görmeyenlerimiz var içimizde, bayım. Daha ne kadar eve kalacağız?

Görüyorum ki biz çocuklar dışında herkes dışarda, bayım.

Herkes çalışmak zorunda.

Herkes pazara gidebilme hakkına sahip.

Herkes kuruyemişçiye, baklavacıya gidebilme hakkına sahip.

Biz parka gidemiyoruz, bayım.

Kaç ay oldu, şöyle ağız tadıyla bir oyun oynayamadık, haberiniz var mı?

Bunları size annemin babamın konuştuklarına kulak misafiri olarak yazdım, bayım.

Salgın hastalığa karşı tedbirler almanız ne güzel.

Kapanma filan…

Evde kal!” sloganları…

Çok hoş.

Biz de destekledik bunları ailece.

En büyük fedakârlığı da biz çocuklar yaptık, bayım.

Oyundan vazgeçtik.

Güneşten vazgeçtik.

Temiz havadan vazgeçtik.

Dondurma yiyemedik, bayım, dondurma! Nasıl bir histir, bilir misiniz, dondurmadan uzak kalmak?

Artık tam kapanma mı olur, aşı mı olur, başka şey mi olur, bu işi çözün, bayım.

Gerçekten çok sıkıldık.

Çocuklara hürriyet, bayım!

Hürriyet!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar