TOPLUM 

ÇİLEM

Telefon açtı, “Neredesin?” diye sordu kocasına. “Geliyorum, az kaldı” deyip telefonu kapattı herif.

Eve girer girmez, “Seninle konuşacaklarım var” dedi kadına.

Yatak odasına götürdü.

Üstünü başını çıkardı, silahını yastığın altına koydu, kapıyı kilitledi…

Kadının önüne bir valiz attı sonra.

Eşyalarını topla” dedi: “Gidiyoruz!

Şaşırdı kadın. Sordu, “Nereye?” diye.

Antalya’ya. Senle birlikte üç kadın daha olacak…

Kadın itiraz etti. “Gitmem” dedi. Niye götürmek istediğini sordu.

Herif asabi, ayarsız, cüretkâr, sabıkalı.

O güne dek, kim bilir kaç yumruk attığı kadına bir hamle daha yaptı.

Dövecek.

Çıktı üstüne, saçlarını çekti.

Vurdu vuracakken…

Kadın yastığın altındaki silaha uzandı, doğrulttu, bastı tetiğe…

Dan, dan, dan!

Rengi attı herifin.

Kadının rengi attı.

Kulaklarında bir çınlama.

Her şey yavaşça dönüyor gibi odada. Bir tüy gibi hafif hissediyor bedenini, sanki rüyada.

Ve işte kan, karşısındaki erkeğin bedeninde. Bir daha asıldı tetiğe…

Dan, dan, dan, dan!

* * *

O gün Adana’da, silah seslerini duyan kuşlar, ağaçlar yine bir erkek, yine bir kadını öldürdü diye ağlaştılar. Silahın her “Dan, dan!” edişinde parçalandı içerleri.

Oysa bu kez, bir erkek bir kadını değil, bir kadın bir erkeği öldürmüştü.

Güç gösterisi için, iktidar için, erkeklik onuru için değil; yaşamak için, insanlık onuru için…

* * *

Cinayetten sonra mı demeli, yoksa meşru müdafaadan sonra mı demeli; boy boy fotoğrafları çıktı gazetelerde.

İki kadın polisin arasında dik başlı bir kadın, elleri kelepçeli.

Bir zamanlar, yüzünde morluklarla gezdiği, insanca yaşamak hakkını aradığı adliyeye bu kez mor bir isyan bayrağının salınışı gibi girdi.

Yüzünde bir gülümseme, bir kurşun daha sıktı:

Hep kadınlar mı ölecek, biraz da erkekler ölsün!

* * *

Ölen kadın, öldüren erkekse…

Erkeğin gözünden yazar gazeteci haberi. Polisin fezlekesi erkeğin gözünden, savcının mütalaası erkeğin gözünden.

Ağır tahrik”, “haksız tahrik”, “hafifletici sebep”, “namus-ar-hayâ” ve ne kadar ahlaki kavram varsa, hepsi erkeğin lehine yazılır.

Ölen erkek, öldüren kadınsa…

* * *

Ezberi bozdu bu kez Adanalı kadın, “ağır tahrik”, “haksız tahrik”, “hafifletici sebep”, “namus-ar-hayâ” ve ne kadar ahlaki kavram varsa, hepsini aldı erkeklerin tekelinden, kadının lehine yazdı.

Vurdum, hâkim bey” dedi: “Sebep böyleyken böyle…

* * *

O gün son duruşması vardı Çilem’in.

15 sene verdiler.

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar