POLİTİKA TOPLUM 

‘BUNLAR OLCEK!..’

Evlerimiz, iş yerlerimiz başımıza yıkılmasa, şehirlerimiz yerle bir olmasa, yıllarca emek verip yaptığımız köprülerimiz, yollarımız, limanlarımız, barajlarımız, havalimanlarımız yıkılmasa deprem o kadar da kötü bir şey değil.

Dünyanın varoluşunun bir gerçeği, bir gereği.

*

Evlerimizi, iş yerlerimizi su basmasa, şehirlerimiz su altında kalmasa, alt geçitlerde çamurlu su içinde kalıp boğulmasak sel de o kadar kötü bir şey değil aslında.

O da dünyanın varoluşunun bir gerçeği, bir gereği.

*

Faylar kırılacak…

Sular akacak…

Bizim asker arkadaşı Manisalı Savaş’ın dediği gibi:

Bunlar olcek. Yapcak bişi yok!

*

Dünyanın varoluş serüveninde tesadüf ettiğimiz zaman ve yerle ilgili biraz da bu.

Şöyle bir basamak hayal edebiliriz mesela…

En alt basamakta jeoloji var…

Sonra biyoloji…

Sonra antropoloji…

Sonra sosyoloji…

Jeolojiyle biyoloji arasında, yani dünyanın oluşumuyla ilk canlıların dünyada görülmeye başlamasının arasında milyarlarca yıl var.

Biyolojiyle antropoloji arasında, yani ilk tek hücreli canlılarla insanımsı türler arasında, mesela bakterilerle homo erectus arasında da milyarlarca yıl var.

Antropolojiyle sosyoloji arasında da yüz milyonlarca yıl var…

İnsanımsı türlerin çene yapısını inceleyen bilimle insan toplumlarının çene derdini inceleyen, bir başka bilim…

Yani biz insanlar, en üst basamaktayız, en son biz gelmişiz!

*

Depremler, volkanlar, seller, kasırgalar bizden sonra gelmemiş, bizden sonra oluşmamış yani.

Zaten varmış…

Biz sonradan eklenmişiz.

Deprem var, sel var diye evsiz kalacak değiliz ya.

Deprem olur, yerle bir olur diye şehirler, medeniyetler kurmayacak değiliz ya.

Yapacağız elbette.

Şu halde şöyle mi demeli:

Evlerimiz, iş yerlerimiz sağlam yapılsa, mühendislik teknolojisine göre yapılsa ve başımıza yıkılmasa, şehirlerimiz doğru planlansa, doğru yere kurulsa ve yerle bir olmasa, yıllarca emek verip yaptığımız köprülerimizi, yollarımızı, limanlarımızı, barajlarımızı, havalimanlarımızı depremi düşünerek yapsak, böylece onlar da yıkılmasa…

Deprem o kadar da kötü bir şey değil.

Aynısını seller için de söyleyebiliriz:

Evlerimizi, iş yerlerimizi su basmayacak yerlerde, su basmayacak şekilde tasarlasak, şehirlerimizi su altında kalmayacak yerlere kursak, belediyeler alt geçitleri doğru düzgün şekilde, doğru yerlere yapsa böylece alt geçitlerde çamurlu su içinde kalıp boğulmasak…

Sel de o kadar kötü bir şey değil aslında.

*

Deprem kötü bir şey değil, sel kötü bir şey değil…

O zaman insan mı kötü?

Bak işte bu çok karışık bir soru…

İyisi mi ben bu soruya hiç girmeyeyim.

Bizim asker arkadaşı Manisalı Savaş’ın klişesiyle kapatayım konuyu:

Bunlar olcek. Yapcak bişi yok!

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar