BOYKOTÇU
-MERSİN-
“Fransız mallarını boykot edelim” deyince Reis, bir boykot çağrısıdır, bir boykot heyecanıdır başladı sosyal medyada.
Evvela listeler yayınlandı.
Otomobilde şu marka…
Benzinde şu firma…
Kozmetik ve güzellik ürünlerinde şu marka…
Deri çantada şu marka…
Elbisede şu marka…
Süt ve yoğurtta şu marka…
Tavada bu, tencerede şu marka…
Spor giyimde bu, sigortada şu marka…
* * *
Listeyi inceledim.
Araba alacak durumum yok, bir çizgi çektim ona.
Arabam olmadığına göre benzin almaya da gerek yok, bir çizgi de ona.
Kozmetik ve güzellik ürününe zaten gücüm yetmez. Hem bizim kozmetikten anladığımız; sabunda ‘Hacı Şakir’ ve ‘Dalan’, kolonyada ‘Eyüp Sabri Tuncer’ ile ‘Boğaziçi’.
Bunlar da Fransız değil zaten, alaturka işi.
Bunlar dışında bildiğimiz, aldığımız tek yabancı markalı kozmetik ürünü bebeğin pişik kremi, o da yabancısı 80 lira, yerlisi 50 lira!
Deri çantamız zaten bitpazarından, imitasyon.
Timsahlı tişört, o da keza.
Tavayla tencereyi mahalle esnafından aldıydık, markasını bilmiyorum.
Spor giyim de bitpazarından.
Ne kaldı geriye?
Yoğurt!
* * *
Listeyi tekrar gözden geçirdim.
Dedim ki:
“Ulan, biz zaten boykottaymışız. Yoğurt dışında bir şey kalmamış ki bize, ne varsa siz almışsınız.”
Fakat yine de; fakir de olsak, Fransız markalarını alacak paramız olmasa da, boykota katılmak boynumuzun borcu.
Yoğurt moğurt…
Boykot boykottur, kardeşim!
